İlişkilerde En Sık Yapılan 5 Hata
Günümüzde pek çok farklı ilişki çeşidi ile karşılaşmaktayız. Arkadaş ilişkileri, aile ilişkileri, partner ve buna benzer olarak bu kategori uzayıp gitmektedir. Tabii ki yalnızca bununla kalmayıp aynı zamanda bu kategorilerde içinde farklı alanlara ayrılır.
İlişkiler, bireylerin belirli yaşam alanlarında birliktelik kurmaları ve yaşamı paylaşmaları açsısından kurulmaktadır. İnsanların çeşitli özellikleri ile her birey kendine yönelik bir kişilik oluşturur. Bununla birlikte bu yaşamına kendine uyumlu ve anlayış çerçevesinde bulunan kişileri tercih eder. Yapılan tercihler zaman zamna beklenilen sonuçların aksini ortaya koyabilmektedir. Bu sebeple ilişkilerde hata yapılması da olağan bir durumdur.
1. Doğuştan Gelen Karakteristik Özellikler
Her bireyin kendini korumak için geliştirdiği bir savunma mekanizması vardır. Bu durum kişiden kişiye değişmekle birlikte sert, hassas, ılımlı tepkiler vererek kişiliğini ortaya koyar. Ancak bu durum ilişkilerde çeşitli evlerin meydana gelmesine sebep olamkatadır. Küçük ve hızlı bir şekilde çözüme kavuşabilecek olan belirli hatalar, bilinçdışı ve fark edilmeksizin çözülmez bir yola girebilir. Doğuştan gelen bu karakteristik davranışlar sonucuyla da insani ilişkiler arasında anlaşmazlık, çatışma ve büyük kavgalar çıkarak olumsuz sonuçlarla karşılabilir.
2. Karşı Taraf Hakkında Zihin Okuma Analizi
İkili ilişkiler içerisine en sık rastlanan hatalardan biri olarak zihin okuma, partnerin ya da muhatap alınan bireyin üzerinde kırıcı bir tavır sergilemektedir. Bu durum üzerine hiçbir fikir sorulmadan partneri adına düşünce ortaya koymak bununla birlikte ortaya atılan fikrin doğruluğunu savunmak hem ilişkiyi zedeler hem de bireyin iç dünyasında hayal kırıklığı oluşturabilir.
3. İletişim Eksikliği
Tüm seçenekler birbiriyle bağlantılı olmakla birlikte zihin okuma analizi ile de ilişkilerde çeşitli sorunlar doğmaktadır. İletişim eksikliği, bireyler arasında pek çok sorunun da ortaya çıkmasında büyük rol oynamaktadır. Bireyler mutluluk, sevinç, hüzün ve benzer durumları birbirleriyle paylaşmak için iletişim kurmayı tercih ederler. Ancak iletişim eksikliği olduğunda duygusal ve benzeri ihtiyaçların anlatılmaması, problemin çözülmemesi ve ifade edilemeyen davranış biçimi insan hayatı üzerinde büyük çöküşler meydana getirir. Tüm bu sorunların ortaya çıkmasıyla beraberinde gelen güvenlik eksikliği, açık olamama ve içe kapanıklık gibi benzer durumlarla da karşılaşabilir.
4. Kişinin Kendi Benliğini Tanımaması
Bir birey olarak tüm insanlar birbirlerinden farklı özellik taşır. Bu özellikler kişisel, fiziksel, zihinsel ve benzer çeşitlilikle devam eden değişkenler olarak kişi benliğinin nasıl şekillendiğini ortaya koyar. Bireyin kendini ifade etmesi, sınır noktaları belirlemesi ve ihtiyaçlarına yönelik karar vermesi oldukça önemlidir. Birey olarak şahsi olarak kazanımları netlik ile kişisel benliğinde ilişki kurma açısından kolaylaştırıcı bir biçimde ifade mekanizması oluşturacaktır. Bu sayede birey, kendi benliğini ihmal etmek yerine hayatının merkezine kendisini koyacaktır.
5. Partnerini Değiştirmeye Çalışmak
Bireysel ilişkilerde pek çok durumun (hatanın) birbiriyle bağlantılı olduğu görülmektedir. İnsanlar için yaş ve karakter orantılı olarak devam etmektedir. Belli bir yaşa ulaşıldığında aynı şekilde belli bir karakter de insan üzerinde oturmuş olmaktadır. Bununla birlikte değişimin yeniden düzenlenmesi ve bu durum için sergilenen zorlayıcı tavırlar partner üzerinde yıkıcı duygular ortaya koymaktadır. Kendi benliğini tanıyan ve iç dünyasını koruyucu mekanizmalar ile geliştiren tavırlar, çoğu zaman değişim yerine sevginin gerilemesine yol açmaktadır. Çünkü birey, partneri değiştirmeyi hedeflerken aynı zamanda karşı tarafa yüklenen farklı yıkıcı duygular da vardır. Bu yıkıcı duygular genellikle partner açısından kırılma, beğenilmeme, yaptığı hareketlerden dolayı utanılma ve buna benzer pek çok sebep ile partnerin kişiliği ve özgüvenini zedeler. Partnerin olduğu gibi kabul edilmesi her iki taraf içinde olumlu yönde sonuçlar doğurmaktadır. Karşılıklı olarak tüm partnerlerin kişisel hayatına saygı ve anlayış çerçevesinde gelişerek etik bir yaşam düzeni oluşturur.